Bilişsel Davranışçı Terapi

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), bir terapistin danışanlarının olumsuz veya çarpık düşünce kalıplarının farkına varmasına yardımcı olmak için danışanla etkileşimli olarak geçirdiği kısa dönemli bir terapi tekniği olarak tanımlanır. Çok sayıda araştırmaya göre bilişsel-davranışçı terapi duyguları yönetme becerilerini geliştirmeye yardımcı olarak kişinin yaşam kalitesinde kayda değer bir gelişim sağlar. Kişilere stresli durumlarla nasıl başa çıkılacağına dair teknikler gösterir.

Bu terapinin yaygın kullanım alanları arasında ise depresyon, kaygı bozukluğu, panik bozukluk, ilişki problemleri, alkol ve madde bağımlılığı, yeme bozukluğu, fobiler, uyku bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, bipolar bozukluk, cinsel bozukluk gibi rahatsızlıklarla karşılaşmak mümkün.

APA’ya  göre bilişsel davranışçı terapi, düşünce ve davranış kalıplarını değiştirmeye yönelik stratejiler içerir. Düşünce kalıplarını değiştirmeye yönelik stratejiler arasında sorun yaratan düşüncedeki çarpıklıkları tanımak ve bunları yeniden değerlendirmeyi öğrenmek, başkalarının davranışlarını ve motivasyonunu daha iyi anlamak, zor durumlarla başa çıkmak için problem çözme becerilerini kullanmak ve kendi yeteneklerimize karşı daha büyük bir güven duygusu geliştirmeyi öğrenmek gösterilir. Davranış kalıplarını değiştirmeye yönelik stratejilere baktığımızda korkularımızdan kaçmak yerine onlarla yüzleşmeyi, başkalarıyla potansiyel olarak sorunlu etkileşimlere hazırlanmak için sohbet ortamını canladırmayı, zihnimizi sakinleştirmeyi ve vücudumuzu rahatlatmayı öğrenmeyi görürüz.

Bilişsel davranışçı terapinin size sağlayacağı en büyük kazanımın hayatınızdaki sorunları yok etmektense size onlarla başa çıkma gücünü vermesi olduğu söylenebilir. Bu terapi sayesinde öncelikle hayatınızı zorlaştıran problemleri daha detaylı tanımış olursunuz. Sorunlara sebebiyet veren otomatik düşünceleri yakalayarak sönümlemeyi deneyimleyebilirsiniz.

Bu sayede otomatik düşüncelerinizin bir zamanlar sizde uyandırdığı korku, endişe ve kaygı gibi yoğun duygularınızı da sönümlendirmiş olursunuz. Doğru olarak kabul ettiğiniz bazı düşüncelerinizin aslında tekrar bakınca size o kadar da mantıklı gelmediğini görebilirsiniz. Böylece mutlak doğru yanılsamalarından kurtulup diğer inanç ve fikirlere karşı daha toleranslı olmaya ve insanları genellemekten vazgeçmeye başlamanız mümkün olacaktır.

Hayatınızın nasıl olması gerektiğindense nasıl olduğuna odaklanmaya başlayabilirsiniz. Kendi üzerinizde çalışıp kendinizi dinlemeyi öğrendikçe kendinize ait farkındalığı geliştirmiş olursunuz. Ne istediğini daha iyi biliyor, vücudunuz veya zihniniz yorulduğu zaman ara verme ihtiyacı duyuyor, çok yediğinizde midenizdeki tokluğu daha iyi fark edip aslında daha fazla yemek istemediğinizi görmüş olabilirsiniz. Terapide başarıya ulaştıkça diğer sorunlarınızın çözümüne olan inancınız da muhtemelen kuvvetlenecektir.

Kaynakça

  1. APA Division 12 (Society of Clinical Psychology), July 2017
  2. Türkçapar, H. M., & Sargın, E. A. (n.d.). Bilişsel Davranışçı Psikoterapiler: Tarihçe Ve Gelişim. Retrieved November 23, 2021

Online görüşme talebi için